İçerik üretmek… Dijital veya basılı bir biçimde herhangi bir içeriğin üretimi belli bir bilgi birikimi gerektiriyor. Belli bir bilgi birikiminin süzülmüş rafine bir içeriğe dönüşmesi zaman alan bir iş. Mesela bu blog yazısı gibi, mesela zamanında yazıp yayınladığımız Herkes İçin Blok Tabanlı Arduino Programlama kitabı gibi.
Peki neden zor? Aslında bunun en önemli nedeni motivasyon. Yani “bu yaptığım şey, ayırdığım zaman sonucunda bana olumlu bir dönüşü olabilir” hissi. Gerçi bu blog yazılarında pek o amacı gütmüyorum, daha çok “içimi dökeyim yeter” hissindeyim. Peki şimdiye kadar neler yaptım ve neler yapıyorum onlara bir bakalım.
Dediğim gibi onlarca blog yazısı yazdım. Amacımı yukarıda yazdım tekrara düşmeyelim. Bir diğeri Youtube videoları. Bilgi vermeye dayalı 1, şiir odaklı 2-3 videom var. Şiir demişken şiir de yazdım ama onun da amacı bir geri dönüt değil, tamamen içimi dökme ve kelimelerle dans etme isteği. Her neyse Youtube içeriklerim aslında beklediğim belli bir kitleye ulaştı ama işe yaradı mı bilinmez. Eczacı da ilacı satıyor ama alan kişi kullandı mı iyileşti mi bilemez. Benimki de ona benzer bir şey.
Bu sene bahar ayında podcast denemelerime başladım. Gerçekten büyük bir hüsran. Öncelikle sosyal medya hesabım olmadığı zamanlarda çevreme ulaşamadığımı düşündüm. Tekrardan instagram hesabımı aktif kullanmaya başlayıp podcastlerimi çevreme ulaştırmaya çalışsam da olmadı. Belki çevremdekiler benim anlattıklarıma değer vermiyorlardı belki de sesime tahammülleri yoktu. Bunu bilemeyeceğim. Belki de konu ilgilerini çekmemişti bu da bir olasılık ancak bir 10 dakika ayırıp “Ne demiş acaba yine bu” diyerek dinlenebileceğini düşünmüştüm. Sonradan da “Daha en yakınların dinlemiyor seni Görkem başkaları mı açıp dinleyecek?” diyerek boşverdim. Yani çabam karşılıksız kaldı. O kadar umutsuzluğa düştüm ki buraya link ekleme zahmetine bile girmeyeceğim.
Şu sıralar yüksek lisansım için tez yazma aşamasıdayım. Bir paragraf yazabilmek için yaklaşık 3-4 saat okuyorum. Kurduğum bir cümle bazen çok iddialı geliyor ve bu cümleyi destekleyecek bir kaynağı bulmak da bir o kadar saat alabiliyor Sonucunda ne olacak? Umarım akademinin kapıları bana açılacak. İsteğim dileğim arzum bu yönde.
Aklımda fantastik bir roman fikri de var, haritasını yapay zeka araçlarından birine çizdirdim. Güzel bir kısa hikayesini de yazdım hatta, başlangıç amaçlı. Peki neden devamını getirmiyorum? Çünkü emeğimin karşılığını alabileceğime dair çok ciddi şüphelerim var. Bakacağız. Aynı şekilde birkaç tane de sinema filmi senaryosu fikrim var ama bu senaryoları pazarlayabilme olanağım olmadığı için tümden vazgeçtim. Belki bir kısa hikaye formatına çevirip yayınlanabilir.
Şu sıralar Udemy üzerinde yayınlanabilecek bir şekilde “Öğretmenler ve Öğretmen Adaylarına Yönelik Pratik Bilgisayar Kullanımı” kurs planım var. Güzel konular, pratik bilgiler, her öğretmenin işini kolaylaştıracak ve eminim bir eğitim-öğretim döneminde tüm videoların bir ihtiyacı karşılayacağı bir set planladık. Ancak şu anda bu videoları çekmiyorum. Neden? Evet aynı şekilde geri dönüşünün olamayacağını düşünüyorum. Burada söz meclisten içeri bir genelleme yapacağım. Günümüzde öğretmenler öğrenmeye çok açık değil. “Benim yerime bir işi yapacak biri varsa ben neden öğreneyim?” düşüncesindeler. Büyük çoğunluğu.
Word dosyasında metin hizalamak, basit tablolarla çalışmak, Youtube’dan video indirmek, bu vidoyu basitçe düzenlemek, ses dosyaları ile çalışmak, PDF’le dost olmak, afiş gibi baskı materyali hazırlamak, toplu belge hazırlamak sanılanın aksine çok da zor şeyler değil. Ancak bunu onların yerine yapacak bir öğretmen varsa -ki bu genel tabirle “bilişimci” oluyor- öğrenmeye açık değiller. Sert bir eleştiri olabilir ancak gözlerim ve hislerim bu şekilde.
Bilmiyorum yapmalı mıyım? Bilmiyorum gerçekten kendini geliştirmek için herhangi bir öğretmen veya öğretmen adayı böyle bir kursa 150-200 TL verir mi? Bu soruları bir süre daha düşüneceğim sanırım.
İçimi döktüm iyi oldu. Bir başka iç dökümünde görüşene dek hoşça kalın.
Öğrenmeye kapalı öğretmenler, öğretmeye kapalı duruma getirilmelidir.
GK