iPhone ile Bir Hafta

Merhabalar. Bilenler vardır bilgisayarım bir Macbook ancak 2017’den beri telefonum Xiaomi’ydi. Esasında aldığım günden beri Xiaomi Mi6 telefonum beni pek üzmedi. Her işimi fazlasıyla karşılıyordu. Ta ki pili ömrünü tamamlayana kadar. Ardından yeteri kadar güç veremediği için özellikle soğuk havalarda ve ekran parlaklığını kıstığım durumlarda ekrandaki yazıların çift görünmesi ve titremesi gözümü yormaya başladı. Nihayetinde de gün ortasında ya da çok soğuk anlarda %50’li şarjlarda çat diye kapanmaları artık veda vaktinin geldiğini göstermişti.

17 Aralık’ta yani bu yazıyı yazmaya başladığın günden tam bir hafta önce iPhone SE 2 (2020) telefona geçiş yaptım. Şimdi ise bu geçiş sürecinde neler yaşadığımı anlatmaya başlayacağım.

İlk Kurulum

Telefonu alıp eve geldikten sonra Mi 6, Macbook ve yeni iPhone’u yan yana açtım. Apple ekosistemini bilenler anlayacaktır, cihazlar arasında o kadar iyi bir iletişim vardır ki belki kurulumda bile yardımcı olabilir diye düşündüm. Çünkü daha önce yeni iPhone alıp önceki iPhone üzerinden kuruluma şahit olmuştum. Ancak benim ilk cihazım olduğu için böyle bir ibare görmedim Mac’de. Açılışta Mi 6 cihazıma da iOS’e aktar uygulamasını indirmiştim. Whatsapp, rehber, uygulamalar gibi bazı seçenekleri kullanarak ilerledim ve Apple hesabımı girerek kurulumu tamamladım. Açıldıktan sonra Mi 6 telefonumdaki uygulamaların iOS versiyonları ana ekranımda beni bekliyordu. Tabii ki indirme için iznimi bekleyerek. Öncelikle Whatsapp’a giriş yaparak yedekleri içeri aktarmaya başladım amaaaa %40’da takılıyordu. Birkaç kez denedikten sonra olmayacağını düşündüm ve sil baştan bu sürece başlamak istemediğim için mesajları kaybetme pahasına giriş yaptım ve mesajlarım gitti. Neyse ki aşırı önemli mesaj yoktu. Hatta etiketlerim silindiği (temizlendiği) için ziyadesiyle sevindim diyebilirim 🙂

İlk İzlenim

Öncelikle cihaz oldukça akıcı görünüyordu. Ki beklediğim de buydu. Öncelikle iOS güncellemesi vardı onu hallettim. Güncelleme hastası olduğum için olsa gerek. Yeni gelen iMessage kişi anahtarı doğrulama ayarını Mac üzerinde aktif ettiğim için iOS güncelleme yapmadan iMessage kullanamıyordum. Güncellemeden sonra bildiğim diğer Apple uygulamalarını ve hizmetlerini kontrol ettim. Bilgisayarımda ne varsa iCloud aracılığı ile telefonumdaydı. Yer kaplamaktansa dokunduğumda indirmek üzere bekliyorlardı haliyle. Tabii ki diğer Cloud hizmetleri ile de bunu yapabilirdim. O yüzden aşırı heyecanlandım diyemem 🙂

Devamında var olduğunu bildiğim bazı HandOff ve AirPlay gibi özellikleri denemek istedim. Dışarıdan arandığımda Mac ekranında görmek ve cevaplayabilmek muazzam bir şeymiş 🙂 Ardından Spotify araç takımını Mac’de kullanmak istedim amaaa Spotify haricindeki tüm iPhone araç takımları bilgisayarıma gelmişti 😕 tadım kaçtı ama çözebilirsem çözeceğim. Çok da mühim değil açıkçası. Neyse hemen bir kamera uygulaması açarak iPhone’un kamerasını görüntülü görüşmede kullanabilmeyi denedim. Kablo takmadan bu kadar iyi görüntüyü bu kadar hızlı aktarmak muazzam bir şeymiş doğrusu.

Uygulamalar

Uygulamaların indirilmeye hazır beklediğini belirtmiştim. Tabii bazı uygulamaları artık kullanmayacağım için onları kaldırmam gerekti. Örneğin not almak için Android tarafında Google Keep kullanıyordum. Web arayüzü ile Mac’den de erişebiliyordum. Ancak Apple’ın kendi notlar uygulamasını kullanmak istediğim için Google Takeout sayfasından Keep notlarımı html formatında alarak Mac üzerinden içeri aktardım. Ufak düzenlemelerle 10 dakikada hepsini almış oldum.

Mac’de favori internet tarayıcım Arc. Bununla ilgili de bir yazı yazmayı planlıyorum aslında. Telefona da hemen bunu indirdim. birkaç günlük deneyimden sonra bilgisayardaki kadar rahat hissetmediğim için silmek durumunda kaldım. Halbuki benim için en büyük kolaylık tarayıcıda açtığım herhangi bir sekmeye diğer cihazdan da tek tuşla ulaşmak olacaktı. Neyse ki telefonda Safari kullandığımda bilgisayarda Arc bunu görüyor ve açabiliyormuş. Bu kolaylıktan feragat etmeden devam edebiliyor olmak muazzam oldu 🙂

Müzik uygulaması olarak hâlâ Spotify kullanıyorum. Apple Müziğe geçiş yapıp yapmama konusunda kararsızım. Sizin önerileriniz varsa bunu yorum kısmından bildirebilirsiniz. Playlist’leri aktarmak için bazı araçlar varmış ancak henüz bunu değiştirme kararını vermediğim için denemiyorum.

Youtube uygulaması için de Premium aboneliğim olduğu halde reVanced kullanıyordum Android tarafında. reVanced bazı özellikleri yönetebildiğiniz bir Youtube uygulamasıdır. Reklam engelleme, sponsorluk atlama (SponsorBlock eklentisi ile), Shorts kısmını kaldırma, oluştur butonunu kaldırma gibi arayüz değişiklikleri sunuyordu. Bunu kullanamıyor olmak biraz etkiledi beni. Zira ben Shorts videolarından nefret ediyorum. Bilgisayarda da bunu engelledim ancak telefonda şu anda müdehale edemiyorum.

Harita konusunda 3 gün Apple Haritalar kullanmak istedim ancak 2 kez beni yanlış yere götürdüğü için maalesef Google Maps indirmek durumunda kaldım. Ne zaman düzelecek bu bilemiyorum.

Burada kullandığım tüm uygulamalara girmek istemiyorum belki bir ara onu da yazarım ama temel olarak uygulama bazında yaşadıklarımı bu şekilde özetlemek mümkün. Bu arada ben daha sade arayüzleri sevdiğim için arayüz hakimiyetimin azalması çok da hoşma giden bir durum olmadı. Yine de görmek istemediğim uygulamaların telefondan kaldırılmadan gözümün önünden gitmesini sağlayabilmek benim için yeterli diyerek devam ettim. Evet Android bu konuda daha özgür.

Verimlilik

Henüz bir haftalık kullanıcı olarak verimlilik üzerine çok da bir şey söylemek doğru olmayabilir. Ancak benim en sık kullandığım olaylardan biri fiziksel belgeleri tarayarak bilgisayara aktarmak. Bunun için Mi 6’da vFlat uygulaması ile tarama işlemini gerçekleştirip, Airdrop’un web tabanlı bir benzetimi olan Pairdrop (Denemenizi öneririm) ile aktarıyordum. Sonra da gerekli yerlere mail atmak kalıyordu haliyle. Şimdi bilgisayarda masaüsütünde sağ tıkladığımda açılan iPhone’dan içeri aktar seçeneği ile bunu aşırı hızlı halledebiliyorum. Buradan belge tarayı seçtiğimde telefonda belge tarayıcı açılıyor ve taramak için sayfaları gösterdikten sonra bittiye basınca doğrudan pdf formatında Mac’e kaydetmiş oluyorum. Bu çok hızlandırıcı bir şey.

Tarama haricinde telefon alınca yapılan en uzun işler diğer cihazınızda açmış olduğunuz oturumları (bankacılık, sosyal medya, kullandığımız diğer siteler vs.) yeni cihazda da açmaya çalışmaktır. Ancak düşündüğümüzde bu uygulamalarda kullandığım kullanıcı adları, şifreler, iki adımlı doğrulama anahtarları gibi birçok şeyi bilgisayarda da kullanıyor ve Apple Keychain’e kaydediyordum. Apple hesabımı girdikten sonra şifre girmek zorunda kalmadan birçok hesabıma giriş yapabildim. Ayrıca SMS olarak iletilen iki adımlı doğrulama kodlarını SMS’den alıp klavye üzerinden yapıştıma seçeneğinin gelmesi işleri inanılmaz hızlandırıyor. Tabii bunu yazdıktan sonra mesajı da silmesi yer kaplamamasını sağlıyor. Muazzam.

Mi 6 telefonumda gözüm kapalı bir şekilde fener ışığını açabiliyordum. Bunun için basit bir tuş kombinasyonunun olmaması da olumsuz bir yön olarak belirtmem gerekiyor. Belki de bir yolu vardır ve ben bilmiyorumdur. Biliyorsanız lütfen söyleyin 🙂

Sonuç Değerlendirme

Yeni telefonum özellikle gün içinde şarjı bitmemesi başta olmak üzere bana çok iyi geldi. Belki bir ay sonra buraya bir aylık değerlendirme notları da eklerim. Ek olarak ben burada tüm ekosistem özelliklerinden bahsetmedim. Bir Mac ve iPhone kullanıyorsanız bu yazdıklarımdan çok daha fazlasına erişiminiz oluyor. Ben yalnızca günlük kullanımına en çok dokunan özellikleri burada ön plana çıkardım. Bu vesileyle de bu yazının sonuna geldik. Okuduğun için teşekkür ederim. Hoşçakal 👋🏻🙂


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir